Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı İbrahim Ömer Gönül, Hasan Kalyoncu Üniversitesi’nde düzenlenen 4. Uluslararası İslami Finans ve Muhasebe Konferansı’nda konuştu.
Katılım finansın, faiz hassasiyetine sahip tasarruf sahiplerine yönelik bir yatırım alanı olarak nitelendirilebileceğini söyleyen Gönül, aynı zamanda katılım finansın, bu tasarruf sahiplerinin yastık altı birikimlerinin finansal sisteme kazandırılmasına büyük katkı sağlamanın yanı sıra büyük bir potansiyel de içerdiğini belirtti.
Gönül, bunun yanı sıra katılım finans sisteminin; ahlaki değerleri merkezinde barındırması, sosyal adaleti öncelemesi, değer üretimini desteklemesi ve pozitif sosyal etki oluşturması yönüyle de içtimai hayatta önemli bir yer tuttuğunu vurguladı.
Dolayısıyla sunduğu fırsatlar nedeniyle katılım finans ve faizsiz finans konularının günümüzde dünya genelinde sermaye piyasalarının önemli gündem maddelerinden biri haline geldiğine dikkati çeken Gönül, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Faiz hassasiyeti olan tasarruf sahibi ve müteşebbislere sunulan faizsiz finansman araçlarının başında Mudaraba, Müşareke, Murabaha ve İcare varken, katılım finans sistemine uygun sermaye piyasası araçları arasında başta şirket payları olmak üzere kâra iştirakli tahvil, katılım esaslı yatırım& emeklilik fonu, girişim sermayesi yatırım fonu katılma payları ve projeye dayalı menkul kıymetler ile kira sertifikaları zikredilebilir. Günümüzde ise yoğun talep gören ürün Sukuk’tur.
Ülkemizde Devlet Sanayi ve İşçi Yatırım Bankası (DESİYAB) Ortaklık Sertifikaları (DOS) ile başlayan faizsiz finansal ürün geliştirme süreci Gelir Ortaklığı Senetleri (GOS), Kar ve Zarar Ortaklığı Belgeleri (KOB) ve Gelire Endeksli Senetler (GES) ile devam etmiştir. Kira Sertifikaları (KS) ile günümüzdeki aşamaya gelinmiştir. Bu bağlamda, ülkemizde de katılım finans alanının sermaye piyasamız bakımından taşıdığı potansiyeli ortaya çıkarmak için uluslararası uygulamalara paralel çeşitli düzenlemeler yapılmıştır.”
İbrahim Ömer Gönül, bu düzenlemelerin ilkinin 2010 yılında yayımlanan “Kira Sertifikalarına ve Varlık Kiralama Şirketlerine İlişkin Esaslar Hakkında Tebliğ” olduğunu hatırlattı. Bu Tebliğ ile faizsiz bir finansman aracı olan sahipliğe dayalı kira sertifikası ihracına imkân tanındığını ifade eden Gönül, böylelikle kira sertifikalarının sermaye piyasasında yeni bir ürün olarak yerini aldığını kaydetti.
Gönül, 2012 yılında Sermaye Piyasası Kanunu’nda yapılan düzenleme ile “katılım sermaye piyasası ürünlerinin” ilk defa kanun düzeyinde kabul edildiğini dile getirdi.
Kira sertifikalarına ilişkin düzenlemelerin uluslararası uygulamalar ve sektörden gelen talepler dikkate alınarak çeşitli tarihlerde güncellenerek bugünkü haline getirildiğini aktaran Gönül, şu değerlendirmelerde bulundu:
“Bu güncellemeler ile sahipliğe dayalı kira sertifikasının yanı sıra; yönetim sözleşmesine, alım-satıma, ortaklığa, eser sözleşmesine veya bunların birkaçından oluşan karma sözleşmelere dayalı kira sertifikası türleri mevzuatımıza ve piyasamıza kazandırılmıştır. Katılım finans sistemi; katılım finansman kuruluşları, katılım sermaye piyasaları ve katılım sigortacılığı olmak üzere üç temel üzerinde gelişmeye açıktır. Bu kapsamda, Kurulumuz sermaye piyasalarıyla ilgili diğer konularda olduğu gibi katılım sermaye piyasaları konusunda da uluslararası gelişmeleri yakından takip etmektedir.”
“Yeni faizsiz finansal ürünler üzerinde çalışıyoruz”
SPK Başkanı Gönül, Kurulun 12. Kalkınma Planı toplantıları kapsamında katılım finansın, sektördeki payının artırılmasına yönelik yeni faizsiz finansal ürünler üzerinde yoğun olarak çalıştığını söyledi.
Türkiye’de kira sertifikası ihraçlarının anonim şirket statüsündeki sermaye piyasası kurumlarından olan Varlık Kiralama Şirketleri (VKŞ) aracılığıyla gerçekleştirildiğini belirten Gönül, bugün itibarıyla, ülkede faaliyette bulunan Varlık Kiralama Şirketlerinin sayısının 24’e ulaştı bilgisini verdi.
Gönül, Türkiye’de yurt içi piyasaya yönelik gerçekleştirilen kira sertifikası ihraçlarında; yönetim sözleşmesine ve sahipliğe dayalı kira sertifikası yapılarının öne çıktığını ifade etti.
Kira sertifikası ihraçlarının sektörel dağılımındaki çeşitliliğin, kira sertifikası sözleşmelerindeki çeşitliliği de olumlu yönde etkilediğine dikkati çeken Gönül, konuşmasına şöyle devam etti:
“Kira sertifikası piyasasının son yıllarda yakalamış olduğu büyüme eğilimine paralel olarak, diğer kira sertifikası yapılarının da toplam ihraç tutarının içerisindeki payının artması beklenmektedir. Daha önce sermaye piyasasında faaliyet gösteren aracı kuruluşların girişimleri ile oluşturulan katılım endeksleri, 2021 yılı itibarıyla Borsa İstanbul bünyesine alınarak; BIST Katılım 30 Endeksi, BIST Katılım 50 Endeksi, BIST Katılım 100 Endeksi, BIST Katılım Tüm Endeksi ve BIST Sürdürülebilirlik Katılım Endeksi olmak üzere beş farklı türde hesaplanmaya başlamıştır.”
“2022 yılından bugüne 5 milyar TL yeşil/sürdürülebilir kira sertifikası ihracına onay verildi”
İbrahim Ömer Gönül, iklim krizi, Covid-19 pandemisi ve Avrupa Yeşil Mutabakatı gelişmelerinin dünyada ve Türkiye’de sermaye piyasalarında sürdürülebilir finans yaklaşımı ve yeşil tahvil gibi yenilikçi finansal araçların önemini artırdığını söyledi.
Bu kapsamda sürdürülebilirliğe olumlu katkı sağlayacak yatırımların finansmanının teşvik edilmesi için 2022 yılı Şubat ayında iklim değişikliğine uyumlu veya iklim değişikliği risklerinin azaltılmasına katkı sağlayan tematik projelere finansman sağlamayı amaçlayan sürdürülebilir/yeşil kira sertifikaları için “Yeşil Borçlanma Aracı, Sürdürülebilir Borçlanma Aracı, Yeşil Kira Sertifikası, Sürdürülebilir Kira Sertifikası Rehberi” yayımlandığını hatırlatan Gönül, bu konuda yasal altyapının tamamlandığı 2022 yılından bugüne kadar 5 milyar TL yeşil/sürdürülebilir kira sertifikası ihracına onay verildiğini belirtti.
Gönül, bu onaylar kapsamında 2022 yılında 550 milyon lira, 2023 yılının ilk 9 ayında 500 milyon lira tutarında TL yeşil/sürdürülebilir kira sertifikası ihracı yoluyla finansman sağlandığını ifade etti.
Bu tutarın ilerleyen dönemlerde artmasının hem ülkenin hem de dünyanın geleceği açısından kıymetli olduğunu dile getiren Gönül, “Rehber ile ihraçların uluslararası finansal piyasalardaki en iyi uygulamalar ve standartlarla uyumlu şekilde yürütülmesi, sürdürülebilirlik projeleri ve yeşil projelerin finansmanında, şeffaflık, dürüstlük, tutarlılık ve karşılaştırılabilirliğin artırılması amaçlanmıştır. Bu ürünlerin sermaye piyasalarımızda işler hale getirilmesi ülkemiz açısından çok değerlidir.” dedi.
“10 ayda 87,2 milyar liralık sukuk ihracı yapıldı”
SPK Başkanı Gönül, Türkiye’de 2010 yılından beri artarak devam eden ihraçlar ile katılım finans prensiplerine uygun sermaye piyasası araçlarının, bugün sermaye piyasası içerisinde önemli bir yer edindiğini vurguladı.
2021 yılında 105, 5 milyar lira, 2022 yılında 102,2 milyar lira ve 2023 yılı Ekim sonu itibarıyla 87,2 milyar lira tutarında sukuk ihracı yapıldığı bilgisini paylaşan Gönül, ilerleyen dönemlerde bu rakamların daha da artmasının beklendiğini ifade etti.
Gönül, faizsiz araçlara yatırım yapan emeklilik fonlarının portföy büyüklüklerinin de yıldan yıla arttığını belirtti. Bu büyük değişikliğin sebebinin, emeklilik fonlarının yatırım yapabileceği araçlara altın ve sukuku da ekleyen mevzuat değişiklikleri olduğunu aktaran Gönül, bu hızlı yükselişin aynı zamanda büyüme için de bir potansiyel oluşturduğuna dikkati çekti.
Katılım finans konusunda ülkedeki farkındalığın her yıl daha da arttığını ve sermaye piyasalarının da katılım finans prensipleri konusunda katettiği gelişimi görmekten büyük mutluluk duyduğunu ifade eden Gönül, Türkiye’de katılım finansın gelişiminde İstanbul Finans Merkezi’nin (İFM) de önemli bir yere sahip olduğunu bildirdi.
Katılım finans alanında İFM’nin önce bölgesel, orta ve uzun vadede de küresel merkez olacağını dile getiren Gönül, konuşmasını şöyle tamamdı:
“Katılım finansın ülkemizde yaygınlaşmasına yönelik çabaların devam etmesini, bu alanda ülkemiz sermaye piyasalarının en iyi örneklerle kıyaslanabilir hale gelmesini ve zirvenin sermaye piyasalarımızın gelişimi açısından faydalı olmasını temenni ederim. 2022-2025 Katılım Finans Strateji Belgesini hazırlamak suretiyle, katılım finansın ülkemizde yaygınlaşması ve güçlendirilmesi için yoğun çaba sarf eden tüm paydaşlara ve bu konferansın düzenlenmesinde emeği geçen herkese şükranlarımı sunarım.”