“Katılım bankacılığında büyüme potansiyeli yüksek”

“Katılım bankacılığında büyüme potansiyeli yüksek”

Albaraka Türk Strateji ve Dönüşümden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ömer Emeç, katılım bankaları için orta-uzun vadede yüzde 15’in üzeri hedeflerin gerçekçi ve ulaşılabilir olduğunu belirtti.

Albaraka Türk Strateji ve Dönüşümden Sorumlu Genel Müdür Yardımcısı Ömer Emeç, katılım bankaları için orta-uzun vadede yüzde 15’in üzeri hedeflerin gerçekçi ve ulaşılabilir olduğunu belirterek, “Sadece zamanlamada konjonktürel gelişmeleri de dikkate alarak sarkmalar olabilir. Ancak buradaki önemli husus katılım bankalarının sahip olduğu potansiyel ve sürdürdüğü uzun vadeli büyüme trendidir.” dedi.

Katılım bankacılığının büyüme sürecini değerlendiren Emeç, 2025 yılı için belirlenen, bankacılık sektöründen yüzde 15’lik pay alma hedefinin önemli bir eşik olduğunu söyledi.

Bu hedefin, katılım bankalarının gelişim potansiyelini de gösterdiğine dikkati çeken Emeç, 2024’te sıkılaşan para politikasının etkisiyle katılım bankalarının aktif büyüklüğünün 2023 sonuna göre yüzde 26,1 arttığını ve bankacılık sektöründen alınan payın yüzde 8 seviyelerinde olduğunu ifade etti.

Emeç, farklı göstergelere göre de bu oranın yüzde 9-10 seviyelerine ulaştığını belirterek, şu bilgileri paylaştı:

“Aslında ülkemizdeki yatırımcı tercihlerine baktığımızda katılım bankalarının potansiyelinin yüzde 15 seviyesinin de çok üzerinde olduğunu görüyoruz. Örneğin bireysel emeklilik sistemindeki fonların yaklaşık yüzde 20-25’i ile otomatik katılım sistemindeki fonların yaklaşık yüzde 55-60’ı faizsiz fonlarda bulunuyor. Bu durum bile aslında hane halkının faizsiz finansal sisteme olan teveccühünü ve sahip olduğumuz büyüme potansiyelini bizlere gösteriyor. Dolayısıyla katılım bankaları için orta-uzun vadede yüzde 15’in üzerinde rakamlar oldukça gerçekçi ve ulaşılabilir hedefler. Sadece zamanlamada konjonktürel gelişmeleri de dikkate alarak sarkmalar olabilir. Ancak buradaki önemli husus katılım bankalarının sahip olduğu potansiyel ve sürdürdüğü uzun vadeli büyüme trendidir.”

Bu büyüme trendini örneklendiren Emeç, katılım bankacılığı isminin resmi olarak 2005’te kullanılmaya başladığını hatırlatarak, o tarihten bu yana bankacılık sektörünün aktif büyüklüğünün 80, katılım bankacılığındaki büyümenin ise 274 katına çıktığını vurguladı.

Emeç, Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurumunun (BDDK) yakın zamanda vermeye başladığı dijital bankacılık lisanslarının büyük çoğunluğunun dijital katılım bankaları tarafından alındığını dile getirerek, bu durumun büyüme hedeflerine ulaşmayı hızlandırabilecek bir gelişme olduğunu ve sektörün gelişimine orta vadede önemli katkı sağlayacağını anlattı.

“Katılım bankaları önümüzdeki yıl sektörünün üzerinde büyüme gerçekleştirebilir”

Bu yıl iç talepte yaşanan daralma ve finansman maliyetlerinin artmasının sektörde büyümeyi ve hedeflere ulaşmayı zorlaştırdığını ifade eden Emeç, izlenen politikaların da etkisiyle kredi büyüme rakamlarında ivme kaybı yaşandığını bildirdi.

Emeç, genel kredi büyümelerinde görülen trendin tüketim tarafını etkilemeye devam edeceğini belirterek, şunları kaydetti:

“Dolayısıyla yılın son çeyreği ve 2025 yılının ilk döneminde tüketim kaynaklı kredi kullanımlarında yavaşlamanın devam edeceğini öngörüyoruz. Bu açıdan değerlendirdiğimizde enflasyondaki düşüş ivmenin hızlanmasıyla birlikte faiz indirimlerinin yaşanmasını beklediğimiz 2025 yılında kredi kanallarının kademeli olarak açılacağını ve sektör genelinde büyümenin önümüzdeki yıl daha da hızlanabileceğini beklemek yanlış olmaz. Bankacılık sektörüne paralel şekilde katılım bankalarının büyümesi de 2024 yılında geçtiğimiz yıla göre daha ılımlı seyrediyor. Ancak katılım bankalarının sahip olduğu büyüme potansiyeli ve bu alanda faaliyet göstermeye başlayan yeni kurum ve kuruluşların etkisiyle özellikle önümüzdeki yılda bankacılık sektörünün üzerinde bir büyüme gerçekleşmesi mümkün.”

2024 hedeflerine paralel şekilde hareket etmeyi sürdürdüklerine işaret eden Emeç, banka bilançosunun sağlamlığını korurken, aynı zamanda karlılık noktasında yıl sonu hedeflerine ulaşabileceklerini söyledi.

Emeç, yılın ilk yarısında katılım bankaları ortalamasına göre daha yüksek bir büyüme gerçekleştirdiklerini, yılın geri kalanında ve 2025’te ise bu ivmeyi sürdürmeyi hedeflediklerini bildirdi.

“Dijitalleşme ve teknoloji alanındaki yatırımlarımızı artırmayı hedefliyoruz”

Gelecek yıl bu yılkine benzer olarak dezenflasyon sürecinin gündemde olacağını dile getiren Emeç, enflasyon noktasında katedilecek yol olsa da 2025’te, bu yıla göre çok daha olumlu bir ortamın görülebileceğini vurguladı.

Emeç, dezenflasyon süreci ve makroekonomik verilerdeki toparlanma ile 2025’in bu yıla göre bankacılık sektörü ve katılım bankaları için daha olumlu bir yıl olacağı kanaatinde olduğunu kaydederek, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Özellikle 2025’in ikinci yarısından itibaren bu durumun daha belirgin bir şekilde hissedileceğini öngörüyorum. Gerek bankacılık sektörü gerekse katılım bankaları açısından değerlendirdiğimizde bilançolardaki geçmiş yıllar ortalamalarına göre düşük sorunlu alacak portföyünün, yüksek karşılık oranlarının ve daha düşük kur risklerinin de etkisiyle bu durumun yönetilebilir olduğunu, 2025 yılı ortasından itibaren sektördeki büyümenin daha da ivmeleneceğini düşünüyorum.”

Emeç, sektörün dijitalleşmesinin ve hizmet kalitesinin yükselişinin Türkiye’de bankacılık sektörünün başarılarından sayılabileceğini anlattı.

Bankaların uçtan uca dijitalleşirken, sektöre tamamen dijital doğan yeni oyuncuların dahil olduğunu aktaran Emeç, “Bu bağlamda, 2025 ve sonrası için sektörünün sahip olduğu dijitalleşme ve teknolojik dönüşüm ivmesinin yine sektörün itici güçlerinden birisi olmasını bekliyorum. Albaraka Türk olarak dijitalleşme ve teknoloji alanındaki yatırımlarımızı artırmayı hedefliyoruz. Özellikle dijital bankacılık alanındaki yetkinliklerimizi daha da geliştirerek müşterilerimizin finansal ihtiyaçlarını uçtan-uca dijital bir şekilde karşılayacak finansal çözümler sunmayı sürdüreceğiz.” diye konuştu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir