Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, katılım bankacılığı oranının 2013 yılında yüzde 5 seviyesindeyken, bugün gelinen noktada yüzde 8 seviyelerini aştığını söyledi.
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, “Bugün enflasyonla mücadeleyi önceliklendirmiş durumdayız. Bir taraftan geçen yıl yaşadığımız depremin yaralarını sarıyoruz. Bir taraftan büyümemizi dengeli bir şekilde sürdürmeye çalışıyoruz. Diğer yandan dünyadaki, bölgemizdeki bu jeopolitik gerilimlerle ilgili tedbirlerimizi alıyoruz ama bir diğer yandan da enflasyonla kararlı bir mücadelenin içindeyiz.” dedi.
Yılmaz, İstanbul Finans Merkezi Halkbank Genel Müdürlüğü Binası’nda düzenlenen Türkmedya Finans Zirvesi’nde yaptığı konuşmada, İstanbul’un sadece tarihi ve kültürel merkez değil, aynı zamanda çok önemli bir ticaret ile ekonomi merkezi, küresel bir şehir olduğunu belirtti.
İstanbul Finans Merkezinin, ülkenin finans alanında, hem bölgesinde hem dünyada küresel anlamda daha güçlü bir aktör haline gelme iradesinin somut bir yansıması olduğunu kaydeden Yılmaz, merkezin sadece fiziki bir mekan olarak değerlendirilmemesi gerektiğini söyledi.
Yılmaz, küresel olarak bakıldığında bugün en önemli trendin dijital ve yeşil dönüşüm olduğunu, ülke olarak ortaya koydukları kalkınma planlarında, orta vadeli programlarda da bunun altını çizdiklerini ifade etti.
Bir yandan istikrar programı yürüttüklerini, bir taraftan da kalkınma iddialarını devam ettirdiklerini dile getiren Yılmaz, bu ikisini eş zamanlı olarak yönetmeye, yürütmeye gayret ettiklerini bildirdi.
Yılmaz, ekonomi politikalarını bu anlayışla, bir taraftan ülkeyi güçlü bir noktaya taşıma, diğer taraftan da halkın, insanların refahını daha yüksek noktalara taşıma perspektifiyle kararlı bir şekilde sürdürdüklerini ve bunun için kapsamlı politikalar uyguladıklarını ifade etti.
Geçen yıl Türkiye ekonomisinin, dünya yüzde 3 büyürken, yüzde 5,1 büyüdüğünü anımsatan Yılmaz, bu yılın 9 ayında uyguladıkları sıkılaştırıcı politikalara rağmen ekonominin yüzde 3,2 büyüme kaydettiğini ve büyümenin dengeli yapıda devam ettiğini söyledi.
“Katılım bankacılığında da önemli gelişmeler sergilendi”
Cevdet Yılmaz, 2024 yılı Ekim ayı itibarıyla bankacılık sisteminin aktif büyüklüğünün 31 trilyon lira seviyesine ulaştığını, sektörün güçlü bir yapısı olduğunu belirtti.
Katılım bankacılığında da önemli gelişmeler sergilendiğini dile getiren Yılmaz, katılım bankacılığı oranının 2013 yılında yüzde 5 seviyesindeyken, bugün gelinen noktada yüzde 8 seviyelerini aştığını söyledi.
Yılmaz, kamuda, reel ekonomide, finansta olsun önlerindeki 5-10 yılı şekillendirecek en önemli gelişmelerden birinin yapay zeka olduğuna işaret ederek, hükümet olarak yapay zekayla ilgili eylem planlarını hazırladıklarını ve çok çeşitli faaliyetler yürüttüklerini, üretken yapay zekanın altını çizdiklerini kaydetti.
“Yeşil dönüşümü çok kıymetli görüyoruz”
Önlerindeki dönemde yeşil dönüşüm konusunun da önemli olduğunu vurgulayan Yılmaz, yeşil dönüşümün firmaların daha verimli, daha rekabetçi hale gelmesi, ülkenin cari açığının düşürülüp daha istikrarlı bir şekilde yoluna devam etmesi bakımında da makro politikalarıyla tutarlı olduğunu ifade etti.
Yılmaz, bunun da ötesinde yeşil dönüşüm konusunda çevreyi koruma, kendilerine emanet olan varlıkları gelecek nesillere aktarma sorumlulukları olduğunu belirterek, “Dolayısıyla yeşil dönüşümü çok kıymetli görüyoruz. Dünyadaki finansal sistemin de buna göre dönüşmeye başladığını gözlemliyoruz. Yeşil dönüşüme, sürdürülebilir kalkınmaya daha fazla ve daha düşük maliyetle erişim mümkün. Bunun için finans sektörümüzün mutlaka hazırlıklar yapmasında fayda var. Biz de kamu olarak İklim Kanunu’nu olgunlaştırmış durumdayız. Meclis’imizin uygun bir takviminde gündemine gelecektir.” dedi.
“Enflasyonu düşürmeyi temel öncelik haline getirmiş durumdayız”
Yılmaz, en önemli meselelerinin enflasyon olduğunu vurgulayarak, söyle devam etti:
“Hep şunu söylüyoruz hükümet olarak, ‘Vatandaşımızın önceliği neyse, bizim önceliğimiz de odur. Vatandaşımız hangi konudan şikayet ediyorsa, sorun var diyorsa bizim için de temel sorun odur.’ Dolayısıyla bugün enflasyonla mücadeleyi önceliklendirmiş durumdayız. Bir taraftan geçen yıl yaşadığımız depremin yaralarını sarıyoruz. Bir taraftan büyümemizi dengeli bir şekilde sürdürmeye çalışıyoruz. Diğer yandan dünyadaki, bölgemizdeki bu jeopolitik gerilimlerle ilgili tedbirlerimizi alıyoruz ama bir diğer yandan da enflasyonla kararlı bir mücadelenin içindeyiz. Geçen yıl ortaya koyduğumuz planımız, programımızla yolumuza devam ediyoruz ve belli aralıklarla tabii ki bu programları güncelliyoruz. Bu da gayet doğal. Çünkü, ekonomi dinamik bir alan. Gelişen şartlara göre, ihtiyaçlara göre ana istikametinizi bozmadan mutlaka bu güncellemeleri yapmanız gerekiyor. Biz de şu anda enflasyonu düşürmeyi temel öncelik haline getirmiş durumdayız. Orta Vadeli Programımızın özünü de aslında bu oluşturuyor.”