Katılım Sigortacılığı Derneği (KATSİDER) Genel Sekreteri Dr. Yunus Emre Gürbüz ile “Tekafül” konusunda röportaj gerçekleştirdik.
1- Yunus Emre Bey, öncelikle bizlere kendinizden ve Tekafül alanındaki çalışmalarınızdan bahseder misiniz?
2001 yılında İstanbul Üniversitesi, İktisat Fakültesi, İktisat Bölümü’nü bitirdikten sonra, kısa bir katılım bankacılığı deneyimi yaşadım. Daha sonra sigorta sektörü ile tanıştım. Ardından bir holding bünyesinde denetçi olarak görev yaptım ve son 9 yıldır da şu an bulunduğum katılım sigorta şirketinde İç Denetim Başkanı olarak görev ifa ediyorum. Bu dönem zarfında Katılım Sigortacılığı Derneği’nin de kuruluşunda yer almak nasip oldu. KATSİDER diye kısalttığımız derneğin kuruluşundan bu yana da genel sekreterliğini üstlendim. Derneğimiz aynı zamanda 59 uncu Hükümet programında 2016 yılında bir Genelgeyle kurulan Faizsiz Finans Koordinasyon Kurulu’nun üyelerinden biri olmuştur. Ayrıca Türkiye Sigorta ve Reasürans Şirketleri Birliği nezdinde 2018’de kurulan Katılım Sigortacılığı Komitesi’nin de şu an başkanlık görevini yerine getiriyorum. Bütün bunların dışında Türkiye ekonomisinde Küreselleşme sürecinde yaşanan son 40 yıla ait veriler ışığında işgücü piyasalarında yaşanan değişimde küresel aktörlerinin etkisini incelediğim bir de doktora çalışmam söz konusu.
Tekaful ya da artık yerli literatürdeki karşılığı olan katılım sigortacılığı konusunda ulusal, uluslararası birçok çalıştayda, panelde, konferansta ve kongrede sunum ve tebliğlerim oldu. Yayımlanmış bazı eserlerimiz ise şunlardır:
Umuttepe Yayınlarından 2016 Aralık ayında çıkan ve editörlüğünü Prof. Dr. Seyfettin Erdoğan ve Doç. Dr. Ayfer Gedikli’nin üstlendiği İslam Ekonomisi ve Finansı isimli kitapta “İslam Ekonomisi ve Sigortacılık” başlığı altındaki bölümü hazırladım. Sakarya Üniversitesi Yayınlarından 2017 Ekim ayında çıkan ve editörlüğünü Süleyman Kaya, Fatih Yardımcıoğlu, Hakan Aslan hocalarımızın üstlendiği Tekâful Teorisi ve Uygulaması isimli kitapta “Tekâful Sigortacılığı Teorisi ve Politikası” başlığı altındaki bölümü kaleme aldım. Yine T.C. Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınlarına ait olan Aralık 2013 tarihli Güncel Dini Meseleler isimli eserde “Tekâful Sigorta Sistemi” konusunda tekafül sigortacılığını anlattığımız bir bölüm vardır. Son olarak kapsamlı bir çalışma olan ve lisans ve lisans üstü öğretime yönelik tasarlanmış TKBB Yayınlarından 2019 Ocak Ayı sonu gibi çıkması planlanan Yaşayan Katılım Ekonomisi isimli kitapta da “Katılım Sigortacılığı, Teori ve Politikası” diye bir bölüme katkıda bulunmak nasip oldu. Bunların dışında yine birçok dergide de yine katılım sigortacılığı hakkında yayımlanmış makalelerimiz vardır.
2- Katılım Sigortacılığı Derneği’nin kuruluşu ve ülkemizde Tekafül alanındaki önemi hakkında bilgi verebilir misiniz?
KATSİDER; Ülkemizde faaliyet gösteren katılım sigortacılığı kapsamındaki sigorta şirketlerinin, uluslararası faizsiz sigortacılık esasları olarak bilinen Tekâfül sigortacılığı prensipleriyle faaliyetlerinin geliştirilmesi ve etkinleştirilmesini sağlamak ve bu konuda çalışmalar yapan kişi ve kuruluşlara destek vermek amacı ile 2014 yılında Neova Sigorta ve Katılım Emeklilik ve Hayat şirketleri öncülüğünde kurulmuştur.
Bu zamana kadar katılım sigortacılığı alanında birçok çalıştay ve sempozyuma öncülük etmiş en son Hacı Bayram Veli Üniversitesi tarafından düzenlenen ve bu seneki ana teması “Katılım Finansın Ekonomi Politiği” olarak belirlenen, “I. Uluslararası Sigortacılık, Bankacılık ve Finans Sempozyumu’nun sponsorlarından biri olmuştur. Derneğimizde şu an elliye yakın üye bulunmaktadır. Birçok akademisyen ve sektör çalışanı bireysel üye yanında, Neova Sigorta A.Ş. ve Katılım Emeklilik ve Hayat A.Ş. gibi iki de kurumsal üyemiz vardır.
Derneğimizin faaliyetleri kısaca sigortacılık ve katılım (Tekâfül) sigortacılığı alanındaki gelişmeleri takip edip eğitim kurumlarıyla işbirliği yapmak, sektör ve ülke yararına politikalar oluşturulmasına katkı sağlamak, üniversitelerle müşterek toplantı, eğitim ve çalışmalar yürütmek, katılım sigortacılığı sektörünün ilgilendiği konularda bilim ya da danışma kurulları oluşturarak sektördeki şirketlere/birimlere danışmanlık, eğitim, destek ve raporlama gibi hizmetleri sağlayabilecek çalışmalar organize etmektir.
3- Geçtiğimiz yıllarda oluşturulan yasal düzenlemeler ile beraber Katılım Sigortacılığı’nda nasıl gelişmeler yaşandı?
Katılım sigortacılığına yönelik bir yönetmelik çıkarılması için Dernek olarak uzunca bir zaman Hazine Müsteşarlığı ile birlikte istişarelerde, ortak fikir alışverişlerinde bulunduk. Yayımlanan yönetmelikle katılım sigortacılığının yasal alt yapısı oluşturulmuş oldu. Yönetmelikle, katılım sigortacılığının tanımı, nasıl yapılması gerektiği, müşterinin bilgilendirilmesi ve şirketlerin çalışma usul ve esasları belirlenmiştir. Konvasiyonel sigortacılık yapan firmalara 3 yıl süre tanınmış bu süre sonunda katılım sigorta şirketi zorunluluğu getirilmiştir. Yönetmeliğin ilgili yabancı yatırımcının Türkiye’ye gelmesinde de büyük bir katkısı olacağını düşünmekteyiz.
Son açıklanan veriler doğrultusunda şu an ülkemizde 3 tam tekafül ve 5 pencere usulü poliçe üreten 8 sigorta şirketi bulunmakta olduğu söylenebilir.
Katılım Sigorta Şirketleri | ||
Şirket Adı | Tekafül Modeli | Katılım Sigortacılığına Başlama Tarihi |
Neova Sigorta AŞ (Hayat Dışı) | Tam | 2010 |
Doğa Sigorta AŞ (Hayat Dışı) | Pencere Usulü | 2014 |
Bereket Sigorta AŞ (Hayat Dışı) | Pencere Usulü | 2018 |
Ziraat Sigorta AŞ (Hayat Dışı) | Pencere Usulü | 2015 |
Katılım Emeklilik ve Hayat AŞ | Tam | 2014 |
Bereket Emeklilik ve Hayat AŞ | Tam | 2011 |
Vakıf Emeklilik ve Hayat AŞ | Pencere Usulü | 2015 |
Ziraat Hayat ve Emeklilik AŞ | Pencere Usulü | 2015 |
4- Mevcut durumda Türkiye’de Katılım Sigortacılığı’nın büyüklüğü yeterli midir?
2010 yılı sonunda %0,52 olan katılım sigortacılığı pazar payı, son açıklanan veriler çerçevesinde 2018 yılı Kasım ayı itibarıyla 1.952.760.585 TL prim üreterek toplamda %4’ler seviyesine ulaşmıştır. 35 yılı aşan Katılım Bankacılığı tecrübesi ile kıyaslarsak, yaklaşık 9 yıllık bir geçmişi olan katılım sigortacılığının büyüklüğü şu an itibariyle başarılı gözükmektedir.
5- Ülkemizde ve dünyada Tekafül’ün geleceği hakkında neler düşünüyorsunuz?
Dünya’da 2016 yılı sonu itibariyle tekafül şirketlerinin brüt prim üretimi 20 milyar Dolara ulaşmıştır. (Tüm sigortacılık sektörü içindeki payı Binde 1’ler seviyesindedir.) Prim büyüklüğü olarak en yüksek üretim Suudi Arabistan’da elde edilmekte bu ülkeyi Malezya ve BAE izlemektedir. Şu an dünyada 33 ülkede 200’ün üzerinde tekâfül sigorta şirketi olduğu bilinmektedir.
Türkiye’deki potansiyeli Dünya’ya göre daha yüksek olarak görmekteyiz. Şirket olarak önümüzdeki 5 yıl içerisinde sigorta sektöründe %5’lik bir pazar payı elde etmeyi düşünüyoruz. Sektör olarak ise piyasaya girecek yeni oyuncular da hesaba katılırsa toplam %10 civarı bir pazar payı öngörmekteyiz. Ancak burada pencere usulü şirketlerin durumu ayrıca ele alınmalıdır.
6- Her geçen gün gelişen teknoloji ile birlikte Tekafül alanında da İnsurTech uygulamaları yararlı olur mu?
2018 yılı şubat ayında Dubai Dünya Sigorta Kongresi bünyesinde düzenlenen “New Generation in InsurTech” yarışmasında bir insurtech girişimi bağımsız jüri değerlendirmesi ile birinci seçildi. Özellikle getirdiği ekonomik, standart şeffaf riski görebilme yetisi, sadece konvansiyonel sigorta sektörünün değil, asıl İslami (Takaful) sigortanın yüksek seviyede belirsizlik (Garar) problemine getirebileceği çözüm nedeniyle dikkat çekmektedir. CIBAFI’nin yayınladığı 24 ülkeden 55 Tekafül Şirketi ile yapılan görüşmeler sonucu hazırlanan araştırma, ilgili kurumların teknolojiyi farklı şekilde ele aldığını ve yenilikten çok operasyonel verimlilik için tercih ettiklerini gösteriyor.
7- Türkiye’de Tekafül alanında yeterli düzeyde eğitim-öğretim programları bulunuyor mu?
Birçok üniversitede lisans, yüksek lisans ve doktora düzeyinde İslam iktisadı (bankacılık ve finans) alanlarındaki bölümlerde eğitim verilmekte, İslami sigorta (tekafül) ders olarak okutulmaktadır. Bunların başında Sakarya Üniversitesi, KTO Karatay Üniversitesi’nin ilgisini yakından biliyoruz.
Bu eğitimleri yeterli görmekle birlikte Sebahattin Zaim Üniversitesi, İstanbul Üniversitesi, İstanbul Medeniyet Üniversitesi gibi İslami Finans alanında bölümleri/enstitüleri olan kurumlarda da yine İslami Sigorta (tekafül) derslerinin müstakil olarak koyulmasının faydalı olacağı kanaatindeyiz. Bu konuda KATSİDER olarak müfredat içeriği vesair tüm konularda yardımcı olabileceğimizi seve seve söyleyebiliriz.
8- Re-Tekafül’ün gerekliliği ve önemi hakkında bilgi verebilir misiniz?
Ülkemizde İslâmî reasürans/re-tekâfül şirketi/kuruluşu mevcut değildir, yurt dışında da bu şirketlerin sayısı hiç de yeterli değildir. Bu da tekafül şirketlerinin elini zayıflatan bir husus esasında. Ülkemizde özellikle Devlet eliyle bir re-tekâfül kuruluşunun tesis edilmesinin bu sektöre bir genişlik, bir hacim kazandıracağı kuşkusuzdur.
9- Son olarak okuyucularımıza neler söylemek istersiniz?
Arzumuz katılım sigortacılığı yani tekafül sisteminin piyasadaki oyuncular tarafından bir ürün olarak ele alınmaması, bizatihi sistemin kendisinin olduğunun farkına varılmasıdır. Böyle olunca sisteme giren tüm oyuncular AAOIFI gibi şer-i standartlar yayımlayan uluslararası kuruluşların standartlarını tam manasıyla yerine getireceklerdir/benimseyeceklerdir. Sistemde şirketler farklı uygulamalar yapıyor olsa da fıkhi açıdan bir uygulama birliğine rastlanılacaktır. Böyle olunca da müşteriler nezdinde de her zaman taze bir güven tesis edilmesi sağlanacaktır. En son vurgulamak istediğim husus ise katılım sigortacılığında murakabe yani denetim mekanizmalarının sağlıklı çalışıyor olmasının zarureti. Şirketlerin danışma kurullarının mevcudiyetinin dışında hem dış denetim hem de iç denetimleri tarafından ve hatta mümkünse konusunda uzmanlaşmış kişilerin/denetçilerin istihdam edilmesiyle (bu da esasında üniversitelerin İslam Ekonomisi Enstitülerindeki katılım sigortacılığı dersinin önemini artırmaya yarayacaktır) bu murakabenin her daim sürüyor olması gerekmektedir.
Katılım Analiz | İslam Ekonomisi Haber-Analiz Portalı olarak, Katılım Sigortacılığı Derneği Genel Sekreteri Dr. Yunus Emre GÜRBÜZ Bey’e teşekkür ederiz.