Akben: Vakıf Katılım’ın Afrika ve Suriye ile ilgili birtakım çalışmaları var
Mehmet Ali Akben, Vakıf Katılım’ın Afrika ve Suriye ile ilgili birtakım çalışmaları olduğunu dile getirdi.
TKBB Yönetim Kurulu Başkanı ve Vakıf Katılım Genel Müdürü Mehmet Ali Akben, İstanbul Finans Merkezinin katkılarıyla hazırlanan Anadolu Ajansı (AA) Finans Masası’nda gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunarak soruları yanıtladı.
Mehmet Ali Akben, Vakıf Katılım’ın yurt dışında yapacağı muhtemel işbirliklerine ilişkin soru üzerine, kendileri gibi vakıf kültüründen gelen örneklerin sayısının az olduğunu, bu özelliklerinin yabancı yatırımcıların ilgisini çektiğini ve son gerçekleştirdikleri sukuk ihracının ciddi ilgi gördüğünü belirtti.
“Gönül coğrafyamız dediğimiz bölgelerde gelişimi sağlamak istiyoruz”
Yurt dışı seyahatlerde ve temaslarda kendileriyle işbirliği içinde hareket etmek isteyen kuruluşları gördüklerini söyleyen Akben, “Gerek İslam Kalkınma Bankası gerek Körfez’deki benzer İslami finans ürünlerine duyarlılık gösteren bankalarla ciddi temaslarımız var.” dedi.
Körfez Bölgesi’nde önemli bir sermaye birikimi olduğunu, bu birikimin Türkiye’ye ilgisinin bulunduğunu dile getiren Akben, şunları kaydetti:
“Vakıf Katılım olarak Türkiye’de şu an 215 şubeye ulaştık. Önce ülkemizdeki konumumuzu sağlamlaştırıp ondan sonra da gönül coğrafyamız dediğimiz bölgelerde gelişimi sağlamak istiyoruz. İlgimiz olan Balkanlar olur, Avrupa olur bu taraflarda gerek girişim sermayesi alanında gerek borçlanma, sukuk ihracı alanında ortaklıklara gitmemiz mümkün. Afrika ve Suriye ile ilgili birtakım çalışmalar var. Buralardaki gelişmelerle birlikte bizim bu konularda aksiyon alacağımızı söyleyebilirim.”
Akben, Vakıf Katılım’ın, “Aile Yılı” kapsamında hayata geçirdiği kampanyaya değinerek, “Siz de Ailedensiniz” adıyla hayata geçirdikleri kampanya çerçevesinde kredi kartları tarafında, evlenen, nikah tarihi alan veya çocuk sahibi olan müşterilere finansman, yatırım ve indirimli hizmetleri içeren fırsatlar sunduklarını söyledi.
“Katılım bankacılığına talep ve teveccüh var”
Akben, Bireysel Emeklilik Sistemi’ne ilişkin bir ankette yatırımcıların yüzde 60’ının faizsiz sisteme dahil olmak istediğini belirttiğini söyledi.
Mehmet Ali Akben, şöyle konuştu:
“Bir talep ve teveccüh var. Ancak bu teveccühün karşılığını bulması lazım. Netice itibarıyla bir rekabet içindesiniz. Konvansiyonel bankalarla katılım finans kuruluşları aynı piyasaya hitap ediyor. Aynı firmalara ve müşterilere hitap ediyor. Sadece katılım veya sadece konvansiyonel bankalarla çalışan çok az sayıda müşteri var. Bunların çoğu iki bankayla, iki kuruluşla çalışıyor. Burada sizin tercih edilmenizi sağlayacak birtakım avantajlar yahut da en azından avantaj olmasa da onlarla aynı hizmeti verir, aynı maliyeti ortaya döker bir hale gelmeniz lazım. Burada hem otoritelere hem regülasyon kurumlarına hem Merkez Bankasına hem bizlere hem de piyasa yapıcılara, yani hepimize büyük görev ve iş düşüyor.”
Akben, ürün geliştirilmesi, faizsiz ürünlerin sunulması ve bunların getiri bazında konvansiyonel sistemde üretilen gelirlerden aşağı kalmaması gerektiğini vurguladı.
Ölçek büyüklüğünün oluşturulması gerektiğini belirten Akben, bunun sağlanması halinde bu alanı tercih edenlere karşı önemli bir vazifenin yerine getirileceğini ve ülke ekonomisine katkısının artırılacağını ifade etti.
“Katılım endeksindeki şirket sayısı artırılabilir”
Mehmet Ali Akben, Borsa İstanbul’da katılım esaslı şirketlerin ve katılım hassasiyeti olan yatırımcıların sayısının arttığının ve katılım endeksinin BIST100’den daha fazla getiri sağladığının belirtilmesi üzerine, Borsa İstanbul’da katılım endeksine uyan 100’den fazla şirket bulunduğunu söyledi.
Zaman zaman sayının değişebildiğini belirten Akben, şunları ifade etti:
“Burada olmayan ama buraya girmesi muhtemel, onlarla paylaşıldığında bir kısmı belki girecek durumda olabilir. Böyle şirketlerimiz var. Aslında şirketlerin bir kısmı endekse girebilir, endeksteki şirket sayısı artırılabilir. Fakat şirketlerimizin farkındalığının sağlanması lazım. Haliyle o şirketlerin gelirleri içinde faiz gelirleri veya katılım finans sistemine uygun olmayan gelir grupları bulunanları ayrı tuttuğumuzda, faaliyet alanları ve faaliyet gelirleri katılım finans sistemine uygunsa zaten bunların bir kısmının buraya girmesi daha muhtemel.”
Akben, son yıllarda enflasyonla birlikte şirketlerin karlılıklarında veya değerlerinde önemli gelişmeler yaşandığına işaret ederek, “Bu alanın enflasyondaki iyileşme ve faizlerin aşağı inmesiyle birlikte, bankaların biliyorsunuz şu anda fonlama kısıtları var ve piyasaya çok fazla fon sağlanamıyor, bankalar bu fonlama imkanlarına tekrar kavuşurlarsa bu şirketler daha da katma değer sağlayacak. Bu alanın biraz da bu ekosistemin oluşturulmasıyla ve farkındalığın oluşturulmasıyla birlikte bir kısmı bunu fark ederek bu alana gireceklerdir.” değerlendirmesinde bulundu.

