“Katılım şirketleri büyüdükçe sigorta tarafı da büyüyecek”
Türk Reasürans Genel Müdür Vekili Özgür Bülent Koç, katılım sigortacılığının büyümesiyle reasürans tarafının da güçleneceğini belirterek, Zorunlu Afet Sigortası ile konutların tüm afet risklerine karşı tek poliçeyle korunacağını söyledi.
Türk Reasürans Genel Müdür Vekili Özgür Bülent Koç, katılım sigortacılığının sektör içindeki payının artmasıyla birlikte katılım reasürans tarafında da doğal bir büyüme yaşandığını belirterek, “Katılım şirketleri geliştikçe sigorta ve reasürans tarafı da paralel şekilde büyüyecek” dedi.
DÜNYA Gazetesi’nin sorularını yanıtlayan Koç, katılım sigortacılığının halen toplam sektörün yaklaşık yüzde 5’i seviyesinde olduğunu ancak bu alanın istikrarlı biçimde geliştiğini söyledi. Türk Katılım Reasürans’ın, katılım sigorta şirketlerinin büyümesine paralel olarak faaliyet hacmini artırdığını ifade eden Koç, İstanbul Finans Merkezi’nin de bu alanda önemli bir potansiyel sunduğunu vurguladı.
İstanbul Finans Merkezi’nin özellikle sigorta ve reasürans broker’ları için cazip bir yapı oluşturduğunu dile getiren Koç, “Hukuki sistem seçme özgürlüğü, çalışanlara sağlanan vergi avantajları ve ofis açılışlarına yönelik istisnalar önemli fırsatlar sunuyor. Ülke kredi notundaki olası iyileşmelerle birlikte reasürans şirketleri açısından merkez daha da cazip hale gelecektir” değerlendirmesinde bulundu.
Zorunlu Afet Sigortası ile kapsam genişliyor
Türk Reasürans Genel Müdür Vekili Özgür Bülent Koç, zorunlu deprem sigortasının (ZDS) kapsamının genişletilerek Zorunlu Afet Sigortası’na (ZAS) dönüştürülmesine yönelik çalışmaların son aşamaya geldiğini de açıkladı. Düzenlemenin hayata geçmesi halinde konutların yalnızca depreme değil, tüm afet risklerine karşı güvence altına alınacağını belirtti.
Koç, yeni sistemle birlikte tek bir poliçe üzerinden deprem, sel, taşkın, heyelan, dolu ve orman yangını gibi risklerin teminat kapsamına alınacağını, köy ve mezraların da sisteme dahil edileceğini ifade etti. Böylece sigorta korumasının hem coğrafi hem de teminat bazında genişleyeceğini kaydetti.
“Kahve parasına güvence” modeli
Mevcut taslakta yer alan “acil ihtiyaç teminatı” uygulamasına da değinen Koç, deprem dışındaki afetler için de bu ödemenin devreye alınmasının planlandığını söyledi. Afetzedelerin taşınma, temizlik ve benzeri acil ihtiyaçlarını karşılamaya yönelik bu desteğin, afet sonrası dönemde önemli bir rahatlama sağlayacağını belirtti.
ZAS poliçelerinin mevcut deprem sigortasına kıyasla çok yüksek bir fiyat farkı oluşturmayacağını dile getiren Koç, yıllık primler baz alındığında aylık tutarın yaklaşık 150 TL seviyesinde olacağını ve bunun bir kahve ücretine denk geldiğini ifade etti.
Küresel reasürans piyasasında dengeler değişiyor
Dünya genelinde reasürans sektörünün son yıllarda kârlı bir seyir izlediğini aktaran Koç, özellikle ABD Kaliforniya’daki büyük orman yangınlarının bu yıl 45 milyar dolarlık sigortalı hasar yarattığını ve bunun küresel dengeleri etkilediğini söyledi. Yangınların, kasırgaları geride bırakarak yılın en büyük katastrofik hasarı olarak kayıtlara geçtiğini belirtti.
Türkiye’de ise 2023 depremlerinin ardından özellikle ticari ve endüstriyel yangın ile mühendislik branşlarında ciddi fiyat artışları yaşandığını hatırlatan Koç, 2025 itibarıyla fiyatların büyük ölçüde stabil seyrettiğini, bazı alanlarda ise gerileme başladığını kaydetti.
Sigortalılık oranları ekonomik koşullarla bağlantılı
Sigortalılık oranlarının yalnızca bilinçle değil, ekonomik ve sosyal koşullarla da yakından ilişkili olduğunu vurgulayan Koç, DASK ve TARSİM’de penetrasyon oranlarının yüzde 50 seviyelerine ulaştığını söyledi. Trafik sigortasında dahi yüzde 20’lik sigortasız bir kesim bulunduğuna dikkat çeken Koç, bu durumun gelir düzeyi ve sigortalanabilir varlık eksikliğiyle bağlantılı olduğunu ifade etti.
Türkiye’nin bölgenin en büyük sigorta ve reasürans piyasası konumunda olduğunu belirten Koç, sektörün milli gelir içindeki payının yüzde 1,5’lerden yüzde 2,5 seviyelerine yükseldiğini aktardı.
Türk Reasürans’tan sigortalanamayan alanlara çözüm
Türk Reasürans’ın 2025’in üçüncü çeyreği itibarıyla iştirakleriyle birlikte yaklaşık 31 milyar liralık aktif büyüklüğe ulaştığını açıklayan Koç, brüt prim üretiminin 17-18 milyar liraya çıktığını, vergi sonrası kârın ise 3,1 milyar lira seviyesinde gerçekleştiğini söyledi. Katılım reasürans tarafında ise yaklaşık 2 milyar liralık brüt prim ve 356 milyon liralık net kazanç elde edildiğini belirtti.
Yurt içi reasürans piyasasının yaklaşık yüzde 60’ını kapsadıklarını ifade eden Koç, Özel Riskler Yönetim Merkezi (ÖRYM) aracılığıyla sigortalanamayan alanlara yönelik çözümler geliştirdiklerini, Akkuyu Nükleer Santrali ve Tahıl Koridoru’nun bu kapsamda öne çıkan örnekler olduğunu dile getirdi.
“Riski yayarak yönetmek şart”
Marmara Bölgesi’ndeki risk yoğunluğuna dikkat çeken Koç, ekonomik faaliyetlerin ve nüfusun bu bölgede aşırı yoğunlaşmasının sigorta risklerini artırdığını söyledi. Sanayinin Anadolu’ya yayılması gerektiğini vurgulayan Koç, “Sigortalamak tek başına yeterli değil. Reasüransın temel prensibi riski yaymaktır. Riski en iyi şekilde yayarak yönetebilirsiniz” değerlendirmesinde bulundu.

