Tasarruf Finansman

“Konutta yüksek faiz, tasarruf finansmanda profil değiştirdi”

Tasarruf finansmanı sektörüne talep artık faizsiz finansman arayanların değil yüksek faizler nedeniyle konut ve araç edinebilmeyi planlayan tüm segmentlere yayıldı.

Fuzul Tasarruf Finansman Yönetim Kurulu Başkan Vekili Furkan Akbal, beyaz yakalar, genç aileler gibi yatırımcı profillerinin genişlediğini vurguladı.

Sıkı para politikası yükselen faizler konut kredilerinde yavaşlama getirirken son haftalarda dipten dönüş sinyalleri alınmaya başladı. Haziran 2023’ten bu yana uygulanan sıkı para politikasının konut kredilerine etkisi tasarruf finansmanı sektörüne ise pozitif yansıdı.

Fuzul Tasarruf Finansman Yönetim Kurulu Başkan Vekili Furkan Akbal “Bu durum tasarruf finansmanı modeline talebi artırdı. Krediye erişemeyen ya da faiz maliyetini üstlenmek istemeyen kişiler, tasarruf finansmanının sunduğu faiz maliyeti olmayan, kişiye özel ödeme planı sunan modeline yöneldi.

Beyaz yaka çalışanlar, genç aileler, yeni yatırımcı profilleri gibi farklı müşteri segmentlerinin sisteme dahil olduğunu görüyoruz” dedi. Akbal, EKONOMİ’nin sorularını yanıtladı.

■ Merkez Bankası faiz indirimlerine başlasa da konut kredi faizleri hala cazip değil, bu durum tasarruf finansmanı sektörüne nasıl yansıdı? Avantaj mı dezavantaj mı oldu? Müşteri tabanı değişti mi?

Faiz indirimleri başladığında piyasanın doğal refleksi konut kredilerine yönelmek olur. Ancak şu anki tablo, politika faizindeki gevşemeye rağmen ticari kredi faizleriyle bireysel konut kredisi faizleri arasında önemli bir fark olduğunu gösteriyor. Bankaların risk iştahı düşük, kredi koşulları ise hâlâ oldukça sınırlayıcı. Dolayısıyla krediyle konut edinmek, özellikle orta gelir grubu için hala sınırlı erişilebilirlikte. Bu durum tasarruf finansmanı modeline talebi artırdı. Krediye erişemeyen ya da faiz maliyetini üstlenmek istemeyen kişiler, tasarruf finansmanının sunduğu faiz maliyeti olmayan, kişiye özel ödeme planı sunan modeline yöneldi. Beyaz yaka çalışanlar, genç aileler, yeni yatırımcı profilleri gibi farklı müşteri segmentlerinin sisteme dahil olduğunu görüyoruz. Talep profili artık çok daha heterojen seyrediyor ve bu da sektörün büyüme potansiyelini güçlendiriyor.

Aylık 20 bin yeni katılım alınıyor

■ Her ay sisteme giren yeni müşteri sayısı nedir? Her ay kaç müşteri ev sahibi olabiliyor? Sistemde en kısa kaç ay en uzun kaç yıl bekleniyor? Toplam kayıtlı müşteri sayınız nedir?

Bizim modelimizde büyümenin en net göstergesi müşteri girişleri ve teslimatlardır. 2025’in ilk dokuz ayında 160 bin yeni müşteri sisteme dahil oldu. Aylık 20 bine yaklaşan yeni katılım alıyoruz. Yılın ilk dokuz ayında 55 milyar TL değerinde 60 bine yakın teslimat gerçekleştirdik, bu da aylık ortalama 7 bin civarı teslimat anlamına geliyor. Bu dönemde teslimatlarımızın yüzde 85’ini araçlar, geriye kalanını ise konutlar oluşturdu. Toplam aktif müşteri sayımız ise 300 bin seviyesini buldu. Teslim süresi tarafında iki plan var: Çekilişli sistemde teslimatlar vade ortasını geçmeden yapılıyor. Ayrıca katılımcı finansman tutarının yüzde 40’ını biriktirdiğinde teslim hakkı doğuyor. Bireysel planda ise teslim tarihi sözleşme başında netleşiyor; peşinat durumuna bağlı olarak 5 ile 8 ay gibi kısa sürelere inebiliyor.

■ Ev sahibi olabilmek için aylık minimum ve maksimum ne kadar ödeme yapılıyor? Bu ödemeler ne kadar sürüyor? Ev alan ödeme yapmaya devam ediyor mu?

Fuzul modelinde ödeme planları tamamen kişiye özel oluşturuluyor. Bu nedenle standart bir meblağdan bahsetmek mümkün değil. Müşteri hedeflediği konut ya da araç tutarını, varsa peşinat oranını ve istediği vadeyi belirlediğinde buna uygun bir plan hazırlanıyor. Örneğin, organizasyon ücreti başta alınan sabit bir bedeldir ve genellikle toplam finansman tutarının yaklaşık yüzde 7’si ile yüzde 10’u arasındadır. Vade yapısı konutta 40–240 ay, araçta 40–120 ay arasında değişiyor. Teslimat yapıldıktan sonra müşteri taksitlerini vade sonuna kadar ödemeye devam ediyor. Bu model, bir yandan müşteriye borçlanmadan ve faiz maliyeti olmadan finansman imkânı sunarken diğer yandan sistemin sürdürülebilirliğini sağlıyor. Özellikle son iki yılda peşinat oranı düşük ama ödeme kabiliyeti yüksek müşterilerin sisteme daha fazla girdiğini gözlemliyoruz.

■ 2025’in ilk dokuz ayı geride kaldı. Aktif büyüklüğünüz kaça çıktı? 2025 sonu hedefleri neler? 2026 için perspektif oluşturmaya başladınız mı? Politika faiz indirimleri sektörü nasıl etkileyecek?

2025 yılını sektörel anlamda oldukça güçlü bir ivmeyle geçiriyoruz. Yılın ilk yarısı itibarıyla aktif büyüklüğümüz 45.89 milyar TL, özkaynaklarımız 11.55 milyar TL seviyesine ulaştı. Yılsonuna kadar 200 bin yeni müşteri hedefliyoruz. Politika faizindeki indirimler konvansiyonel krediyi kısmen cazip hale getirse de tasarruf finansmanı farklı bir değer önerisine sahip. Bizim modelimiz faiz maliyeti olmayan, öngörülebilir ve esnek ödeme planları üzerine kurulu. Bu iki modelin orta vadede yan yana var olacağını ancak dijitalleşme, ürün çeşitliliği ve müşteri deneyimi gibi alanların rekabette belirleyici olacağını düşünüyoruz. 2026 perspektifimizi de bu temeller üzerine inşa ediyoruz.

BDDK regülasyonları sektörde milat oldu

■ BDDK’nın regülasyonları getirmesiyle birlikte tasarruf finansmanı sektöründe neler değişti?

2021 sonrası yürürlüğe giren BDDK düzenlemeleri bir milat oldu. Lisanslama süreciyle birlikte sektör ilk kez net bir yasal çerçeveye kavuştu; standartlar tanımlandı, denetim mekanizmaları devreye girdi ve tüketici güveni önemli ölçüde güçlendi. Bu düzenlemeler tüketiciyi korumakla kalmadı, aynı zamanda sektörün organizasyonel ve kurumsal kapasitesini de köklü biçimde dönüştürdü.

BDDK düzenlemeleriyle şirketlerde profesyonel yönetim zorunlu hale geldi; bağımsız üyelerden oluşan yönetim kurulları, yetkinliği kanıtlanmış üst düzey yöneticiler ve deneyim kriterlerine bağlı insan kaynağı standartları sektöre kazandırıldı. Tıpkı bankacılıkta olduğu gibi İç Kontrol, İç Denetim ve Risk Yönetimi birimleri kurulması zorunlu hale geldi. Böylece operasyonların süreklilik içinde denetlendiği ve risklerin önceden öngörüldüğü kurumsal bir işleyiş standardı oluşturuldu. Ayrıca asgari sermaye şartının yükseltilmesi, finansal yapısı zayıf ve sürdürülebilir olmayan şirketlerin sistem dışına çıkmasını sağladı; bugün sektörde sadece güçlü sermaye yapısına ve kurumsal yeterliliğe sahip oyuncular faaliyet gösteriyor. Tüm finansal ve operasyonel süreçlerin düzenli olarak BDDK’ya raporlanması ise sektörü daha şeffaf, hesap verebilir ve öngörülebilir bir yapıya taşıdı.