Ekonomi ve Finans

“İstanbul’un aynı zamanda İslami finansta da bir merkez olmasını istiyoruz”

Hazine ve Maliye Bakanlığı ev sahipliğinde, Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK) organizasyonuyla Türkiye-Suudi Arabistan İş ve Yatırım Forumu gerçekleştirildi.

Forumun açılışında konuşan Hazine ve Maliye Bakanı Nebati, Suudi Arabistan Yatırım Bakanı Halid bin Abdulaziz el-Falih’i Türkçe ve Arapça dillerinde selamlayarak, “Kıymetli kardeşim, aziz dostum el-Falih, Suud iş dünyasının değerli temsilcileri evinize hoş geldiniz. Sizi sevgiyle, hasretle ve muhabbetle selamlıyorum.” dedi.

Bakan Nebati, küresel, finansal piyasalarla olan bu entegrasyonun aslında ekonominin çok daha ileriye taşınması noktasında en önemli sac ayaklarından birisi olduğunu belirterek, “Yükselen piyasalar arasında önemli bir yeri olan borsamız, piyasa derinliği ve yüksek likiditesiyle yerli ve yabancı yatırımcılara cazip getiri imkanları sunmaya devam ediyor. Son dönemde, endeksleri tarihi yüksek seviyelere ulaşan Borsa İstanbul’daki güçlü yatırımcı ilgisi, günlük işlem hacmi rekorlarını da beraberinde getiriyor.” diye konuştu.

Geride bırakılan yıl içerisinde, Borsa İstanbul’un riske göre düzeltilmiş getiride dünya çapında üst sıralarda yer aldığına işaret eden Nebati, şunları kaydetti:

“Bakanlığımız köklü tahvil geleneğinin yanı sıra 2012 yılından bu yana hem iç hem de dış piyasalarda kira sertifikası, yani sukuk ihracı, gerçekleştirmiştir. 2022 yılı gibi dünyada finansman koşullarının oldukça zorlu olduğu bir yılda bile bakanlığımız, uluslararası sermaye piyasalarında ikisi kira sertifikası olmak üzere toplam beş işlem gerçekleştirmiş olup, 2022 yılı dış finansman hedefini başarıyla tamamlamıştır. Uluslararası sermaye piyasalarındaki ihraçlarımıza yatırımcılardan çok güçlü bir talep gelmiş, ülke ekonomimize duyulan güvenin somut bir yansıması olarak kendisini göstermiştir.

Bu çerçevede, Türkiye ile Suudi Arabistan arasındaki ikili ilişkilerin en önemli gelişim alanlarından birisinin, finans sektörü olduğuna inanıyorum. Dünyanın dört bir yanından Türk finansal piyasalarına yatırım yapan uluslararası yatırımcılar gibi, Suudi yatırımcıları da piyasalarımızdaki fırsatlardan yararlanmaya davet ediyorum.”

Bakan Nebati, “2021 yılında 3,7 milyar dolar olan ticaret hacmimiz, 2022 yılı ocak-ekim döneminde 4,3 milyar dolara yükselmiş durumda. Bu memnuniyet verici ama hedeflerimize ulaşmamız için daha hızlı hareket etmemiz lazım.” dedi.

Burada iki ülkenin ekiplerine de büyük iş düştüğünü dile getiren Nebati, “Bütün iş dünyamızın temsilcileri Suudi Arabistan’a gidecek, gelecek. Suudlu kardeşlerimiz Türkiye’ye gidecek, gelecek. Bu resmi toplantıları, bakanların olup olmamasını, DEİK’i ya da Yatarımı Ofisi’ni beklemeksizin işlemleri daha sıkı bir hale getirerek sonuca ulaşmamız lazım.” yorumunu yaptı.


“Katılım Finans Kanunu çalışmalarımızı da kısa bir süre içerisinde tamamlayacağız”

Küresel salgının etkisiyle ülkelerin üretimlerini kendi sınırları içine yahut yakın coğrafyalarına doğru kaydırmaya başladığını, bu konuda, Suudi Arabistan’ın da 2030 vizyonu çerçevesinde başladığı doğrudan yatırımlarla bölgesel ve sektörel çeşitlendirme amacıyla yaptığı atılımları yakından takip ettiklerini aktaran Nebati, “Bugün aramızda bulunan Kamu Yatırım Fonu’nun da dünyanın farklı coğrafyalarına yatırımlar yaparak portföyünü çeşitlendirme arzusu içinde olduğunu görmekten de büyük memnuniyet duyuyoruz. Türkiye bu çerçevede en cazip fırsatı sunan ülkelerden bir tanesidir. Türkiye son 20 yılda emsal niteliğinde adımlar atarak büyük bir değişimi ve köklü bir kalkınma sürecini hayata geçirmiştir.” şeklinde konuştu.

Bakan Nebati, iş ve yatırım ortamı başta olmak üzere birçok alanda mesafe kat edildiğini ancak gelinen bu seviyeyi daha öteye taşıyabilmek amacıyla Cumhuriyetin 100’üncü yılıyla birlikte yeni bir atılım sürecini de başlattıklarını dile getirerek sözlerini şöyle sürdürdü:

“Bu atılımın önemli bileşenlerinden bir tanesi bankacılık ve finans sektörümüz olacaktır. Bu kapsamda, büyük bir titizlikle planlayarak yakın dönemde hayata geçireceğimiz İstanbul Finans Merkezi (İFM) ile uluslararası sermaye piyasalarına çok büyük katkılar sunacağız.

İFM projemiz ile İstanbul’un aynı zamanda İslami finansta da bir merkez olmasını sağlamak istiyoruz. Bunun için yakın zamanda Katılım Finans Strateji Belgesini de kamuoyuna duyurduk. Katılım Finans Kanunu çalışmalarımızı da kısa bir süre içerisinde tamamlayacağız. Özetle, altyapı yatırımlarını tamamlamış ve birçok alanda atılım yapmış Türkiye artık yatırımcılarına yepyeni hedefler ve ufuklar sunmaktadır. Artık ileri teknoloji gerektiren savunma sanayi ürünleri üretebilen bir Türkiye var ve Kızılelmamız var.”

Bu noktada Baykar’nın çok önemli işlere imza attığını dile getiren Nebati, Suudi Arabistan Yatırım Bakanı Halid bin Abdulaziz el-Falih’e, bizzat yerinde, Kızılelma başta olmak üzere, Türkiye’nin savunma sanayisinde önemli rol oynayan sistemlerini görmesi tavsiyesinde bulundu.


“Disiplin Türkiye bütçemizin en önemli ayaklarından bir tanesi, taviz vermiyoruz”

Hazine ve Maliye Bakanı Nebati, yatırım, istihdam, üretim ve ihracat öncelikli politikalarla ekonominin 9 çeyrektir yıllık bazda kesintisiz büyümesini devam ettirirken, makine ve teçhizat yatırımlarının da 12 çeyrekten bu yana arttığını söyledi.

Büyümedeki bu güçlü performansın istihdam piyasasına olumlu yansıdığını ifade eden Nebati, “Ekim ayı itibarıyla toplam istihdam seviyesi 31,2 milyon kişi ile tarihi bir rekora çıkmış durumdadır. İhracatımız da kasım ayında yıllık 253,5 milyar dolarla Cumhuriyet tarihimizin en yüksek seviyesine ulaşmış durumdadır. Hükümetlerimiz döneminde, en önemli gücümüz olan bütçeden ve mali disiplinden hiçbir dönemde feragat etmedik, bundan sonra da etmeyeceğiz.” diye konuştu.

Nebati, disiplinin Türkiye bütçesinin en önemli ayaklarından bir tanesi olduğunu vurgulayarak, şunları kaydetti:

“Taviz vermiyoruz, öyle seçim geliyor, seçim olacak… Önemli olan Türkiye bütçesinin en iyi şekilde yönetilmesi. Özellikle de enflasyonun yaşandığı bu yılda, dünyadaki emtia fiyatları, malum bahsettiğimiz konular, böylesine bir ortamda yapmamız gereken şey ülkemizi güçlü şekilde muhafaza etmek, ettik ve elhamdülillah daha iyi noktalara gidiyoruz. 2002 yılında yüzde 11,1 seviyesinde olan bütçe açığının GSYH’ye oranının bu yıl tahminimiz olan yüzde 3,4’ün de altında gerçekleşeceğini bekliyoruz ve oldukça altında gerçekleşeceğini ümit ediyoruz. Dikkatinizi çekmek isterim ki bu sonucu, vatandaşlarımızın enflasyondan olumsuz etkilenmemesi için bütçe imkanlarını seferber etmemize rağmen başarıyoruz.”

Nebati, diğer taraftan kamu borcunu da hükümetleri döneminde önemli ölçüde azalttıklarını bildirdi.

Küresel finansal piyasalarla entegrasyonu yüksek, düzenleme ve denetleme altyapısı sağlam, güçlü beşeri sermayeye sahip, inovatif uygulamalarda öncü olan finans ve bankacılık sektörünün, ekonomiyi çok daha ilerilere taşıdığını aktaran Nebati, küresel finans krizi ve salgın gibi önemli stres testlerinden başarıyla geçen bankacılık sektörünün, yurt içi ve yurt dışı finans çevrelerince takdir edildiğini ve yabancı yatırımcılar nezdinde giderek artan bir ilgi gördüğünü dile getirdi.




Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir